

PoLaTLı ŞeHiTLiK aNıTı
Dua Tepe Kurtuluş savaşımızın dönüm noktası sayılan Sakarya Meydan Muharebesinin cereyan ettiği bir bölgededir. Dua tepe Ankara’nın Polatlı ilçesinde bulunmakta olup muharebelerin son savunma hattı niteliğindededir. Dua Tepenin ağaçlandırılması ve anıt yapımı kapsamında çalışmalara 1999 tarihinde çalışmalara başlanmış olup 12 Eylül 2000 tarihinde düzenlenen bir törenle bu anıtsal bölge hizmete açılmıştır.
Dua Tepe Anıtının Genel Tanıtımı:
Dua Tepe’deki Anıt, otopark, baglantı yolu, yürüme yolu, tören alanı ve anıt olmak üzere beş ana bölümden oluşmuştur. Anıtın duvarlarında, Dua Tepe’ deki seksenbir şehidin pirinç harflerle yazılmış bilgileri bulunmaktadır. Anıtın ve heykelleri Devlet Sanatçısı heykeltraş Metin YURDANUR yapmıştır. Anıt simgesel olarak, Anadolu halkının Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yüzyılların geriye çekilişini tersine çevirerek Dua Tepe’ de coşkun bir ırmak gibi zaferlere ve uygarlığa koşmasını anlatmaktadır. Mustafa Kemal’ in şahlanan atının üzerindeki heykeli Türk Milletinin önderi olmaktan duyduğu gururu ifade etmektedir. Geri plandaki İnönü ve Fevzi Çakmak’ın heykelleri ise emir komuta birliğini, Halide Edip Adıvar’ın heykeli ise Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına olan katkısını anlatmaktadır. Atatürk ve yaverinin dürbünle ovayı izledikleri hali ise kazanılan zaferi ve bağımsızlığı umutla bekleyen Türk Ulusunu ifade etmektedir.
Dua Tepe tarihimizin bir dönüm noktasıdır. Mustafa Kemal Paşa Gazi Tepe’de attan düşmüş kaburga kemiklerini kırmış fakat görevini ısrarla sürdürmüştür. Bu azim ve kararlılık Türk’ün azim ve kararlılığının da simgesi olmuştur. Anıtta bulunan iki bayraktan biri 38’nci alayın sancağını, diğeri ise Türk Bayrağını temsil eder. Önünde gururla durulan bu anıt gözünü kırpmadan evlatlarını bu vatana feda eden yaşlı anaların, yetim yavruların göz yaşlarından alarak filizlenmiş olduğunu söylemek hiç abartılı olmayacaktır.
Tarihin lehimize değiştiği günün simgesi;
22 gün süren Sakarya Muharebeleri esnasında 31 Ağustos 1921 günü düşman tarafından ele geçirilen Dua Tepe 3’ncü Yunan Kolordusuna bağlı 7’nci Tümenin 23’ncü Piyade Alayı tarafından savunulmaktaydı. Düşmanın taarruz imkan ve kabiliyetini kaybettiğini değerlendiren Başkomutan Mustafa Kemal Paşa genel bir karşı taarruza karar vermişti.
10 Eylül1921 sabahı (Bu savaşın 19’ncu günüdür.) saat 01.00’de başlayan ve Dua Tepe üzerinde yoğunlaşan Türk topçusunun hazırlık ateşini müteakip, mürettep Kolordu Komutanı Alb. Kazım (ÖZLAP)’ın emrine verilen Alb.Şükrü NAiLi (GÖKBERK) komutasındaki 15’nci Tümen ve Alb. Nazif (GÜRMAN) komutasındaki 1 ‘nci Tümen mevzilerinden çıkarak siklet merkezi Dua Tepe -Beylikköyü olamak üzere bu istikamettde taarruza başlamıştır.
Taarruza, Dua Tepe kuzeyinden Yb. Ömer Halis (BIYIKTAY) komutasındaki 23’ncü Tümen ile, demir yolu güneyinden Alb. Hüseyin Nurettin komutasındaki 11.nci Tümende iştirak etmiştir. Muharebeler ögleye dogru bütün mürettep kolordu cephesinde 15 km.’lik bir alana yayılmıştı. Türk birliklerinin ağır baskısına dayanamayan Dua Tepe’deki 7’nci Yunan tümen birlikleri öğleye doğru çekilmeye başlamış ve Dua Tepe nihayet 14.60 sularında 15’inci Tümenin 38’inci Alayı ve 1 ‘inci Tümenin bir kısım birlikleri tarafından yapılan kanlı süngü hücumları sonunda tekrar düşmandan geri alınmıştır.
Türk genel karşı taarruzunun, başladığı 10 Eylül 1921 günü bütün cephe boyunca sadece Dua Tepe ele geçirilebilmişti. Bu Türk Milletinin Viyana’dan başlayan ve Ankara’ya 40 km, kadar yaklaşan bir bölgeye kadar devam eden genel bir geri çekilmenin ilk ciddi ileri hareketiydi.
Başkomutan M. Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Cephe Komutanı İsmet Paşa, Dua Tepe’nin doğusundaki Tarassut Tepeden (Kolordu gözetleme yeri) büyük bir heyecan içinde muharebeleri izlemekteydi.Göğüs göğüse, boğaz boğaza çarpışıldığı bugün istilacı, fırsat düşkünü Yunanlıların ”Ankara” hayalleri, Dua Tepe’de Türk iman ve azmi karşısında erimiş, Türk Milletinin ay-yıldızlı bayrağı bu tepeye dikilmişti.
O büyük günü, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte muharebeyi izleyen Halide Edip Adıvar ”Türkün Ateşle Imtihanı” adlı eserinde şöyle anlatmaktadır:
…on dokuz günden sonra o gün ilk top sesleri batı’dan değil, doğu’dan duyulmaya başlamıştı. O gün ilk defa süngüler, batı’dan doğu’ya doğru değil, doğu’dan batı’ya doğru koşmaya başlamıştı.
Mustafa Kemal Paşa’nın muharebeyi idare ettiği siperlere girdiğimde; -Gelin Hanımefendi, harbediyoruz, dedi, . Yüzü en çok sevdiği oyunu oynayan bir çocuk gibi gülüyordu, Arkasında bir kürk, göğsünde dürbün, elinde bir telefon, karşı tepelerde savaşan komutanlarla konuşan bir adam, Bana döndü ve heyecanla, Dua Tepe’ye hücum ediyoruz, dedi. O sırada telefonda bir tümen komutanının daha şehit olduğu haberini aldı, çok üzülmüştü. Çünkü Sakarya savaşında kaybedilen yedinci tümen komutanıydı. Kısa bir zaman sonra Duatepe ele geçirilmişti. Dua tepe üzerinde bir tek Türk askerinin, güneşin altında, elinde bayrakla ayakta durduğunu gördüm, İşte o an, Türk’ün makus talihinin artık değiştiğini hissettim.” Türk istiklal ve hürriyetinin, Türk ordusunun namus ve şeref sembolü 38’inci Alayın ay yıldızlı sancağı Dua Tepe’de dalgalanıyordu ve artık vatanda tek Türk yaşadıkça; Türk Bayrağı Dua Tepe’de ve nicelerinde dalgalanacaktı. Söylendiği gibi, Sakarya bir dönemeçti, Hem de büyük bir dönemeç.Dua Tepe’den itibaren düşmanın Ege Denizi’ne dökülünceye kadar kovalandığı, sonu aydınlık bir sürecin başlangıç noktası idi.
