



CiNSeL YoLLa BuLaŞaN HaSTaLıKLaR
Günümüzde bir çok ülkede sanayileşme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kentleşme durumu, teknoloji devrimi, yaygınlaşan cinsel serbestlikle birlikte korunma yöntemlerinin yeterince uygulanmaması ve etken mikroorganizmaların ilaçlara direnç kazanması sonucunda cinsel temasla bulaşan enfeksiyonlar artmaktadır.
20. yüzyılın ikinci yarısında koruyucu hekimliğin etkinliği ile diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadelede başarılı adımlar atılmış olmasına rağmen, cinsel temasla bulaşan hastalıkların oranı gittikçe ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.
CinseL YoLLa BuLaşaN HaSTaLıK BeLiRTiLeRi
Erkeklerde
Sık idrara çıkma ve idrarda yanma, ağrı
Penisten idrar sonrası veya sürekli akıntı
Penis yüzeyinde ağrılı ülserler ve kasıklarda elle hissedilen sertlikler
Kadınlarda
İdrara çıkmada ağrı ve yanma, sık idrara çıkma
Hazneden koyu renkli ve kötü kokulu akıntı
Her iki cinste ;
Cinsel birleşme sırasında ya da cinsel organlarda sürekli ağrı
Sık ölü doğumlar
Üreme organlarında siğiller
Üreme organlarında uçuğa benzer döküntüler, şiddetli ağrı
Makat veya perine (bacakların arasında kalan ve üreme organlarını örten kas dokusu) bölgesinde apseler
Düzenli aralıklarla tekrarlanan kanser taramaları (kadınlarda pap smear testi), erken teşhis için önemlidir.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunma
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), özellikle nüfusu kalabalık olan şehirlerde daha önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok çeşitli şehirlerden ve hatta ülkelerden, çeşitli kültürlerden gelen insanların fazlaca yaşadığı yerlerde elbette kaçınılmaz olarak bu tür hastalıklar daha fazla görülür.
Korunma yollarına girmeden önce bu hastalıkların çok kısa bir özetini yapmakta fayda var:
CYBH başlığı altında toplanan hastalıklar hayatı tehdid eden hastalıklar olabileceği gibi (AIDS ve Hepatit B gibi); hayati tehlikesi olmayan ancak kalıcı hasarlar bırakabilen hastalıklar (erkekte ve kadında kısırlığa neden olan enfeksiyonlar, özellikle kadında kalıcı ağrılar ve diğer jinekolojik belirtilere yolaçan enfeksiyonlar) şeklinde; ya da enfeksiyon süresince çok çeşitli belirtilere yolaçan, kişiyi rahatsız eden ve daha sonra giderek hafifleyen seyir izleyecek şekilde olabilir (kadında vajinit ve bazı sistit türleri gibi).
Korunma
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bireysel düzeyde korunmanın en etkili yolu hastalık riski taşıyan şüpheli kişilerle (hayat kadınları, hayat kadınlarıyla birlikte olduğu bilinen kişiler, çok sayıda partneri olan ya da olmuş kişiler) ilişkiye girmekten kaçınmaktır.
Ancak unutulmamalıdır ki bariz olarak şüpheli olmayan biriyle beraber olunduğunda da hastalık bulaşabilir. O yüzden ikinci basamak, hakkında bilgi sahibi olunmayan bir kişiyle, ne kadar "temiz" görünürse görünsün, ilişkide prezervatif kullanmaktır.
Prezervatifler arasında lateks yapılı olan ve spermisit içerenler tercih edilmelidir (spermisitlerin aynı zamanda mikroorganizmaları etkisiz hale getirebilme özellikleri de bulunmaktadır). Prezervatif bir kez kullanılmalı ve ilişki sonrası çıkartıldıktan sonra poşete koyularak atılmalı ve eller sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Prezervatif kullanımı yıllar boyu erkeklerin tekelinde ve inisiyatifinde kalmıştır. Son yıllarda ise kadınların kullanımına uygun olarak geliştirilen prezervatifler Amerika'da ve bazı Avrupa ülkelerinde kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemize de girmiş olan bu ürünlerin çok yakında yaygın olarak kullanılacağını düşünüyorum.
Ne kadar etkili korunma olursa olsun cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından herkes risk altındadır. Bu hastalıkların çoğunda erken tanı ve tedavi hem kişinin sağlığının tekrar oluşturulması, hem de hastalığın daha çok bulaşmasının engellenmesi açısından önemlidir. Her bireyin CYBH grubunda yeralan hastalıkların genel belirtilerini bilmesi ve aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlası olduğunda çekinmeden doktora başvurması önemlidir.
SPERM KALİTESİNİ ATTIRMANIN YOLLARI
Sperm Artırmanın Yolları Aşağıdaki Makalede Yer Almaktadır.Sperm Arttırma Hakkında detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız Sizler İçin Araştırıp Düzenlediğimiz Aşağıdaki Makaleyi Okuyunuz.
1) Düzenli olarak seks yapın. Böylece, bünyenizde bulunan az enerjik eski spermlerden kurtulmuş olursunuz.
2) Çinko içeren yiyecekleri bol bol tüketmeye çalışın. İstiridye ve benzeri deniz ürünleri doğal çinko kaynakları. Ayrıca, doktorunuza danışarak destekleyici haplar da kullanabilirsiniz.
3) Stresten mümkün olduğu kadar uzak durun. Stresli bir hayatınız varsa da, ister yoga yaparak ister barda kafanızı boşaltarak rahatlayın.
4) Obezite ve düşük sperm sayısı arasında bir bağ bulunuyor. Bu nedenle fast-food’dan uzak durun. Ayrıca, spor yaparak fazla kilolarınızdan kurtulun.
5) Testislerinizin vücudunuzun dışında olmasının önemli bir sebebi var. Beyin için 37 derece iyi bir ısıyken, spermleriniz sağlığı için testisleriniz 33 derecede olması gerekiyor.
Cinsel Çekicilikte Kokunun Önemi Varmı
Hayvanlar üzerinde cçiftleşme döneminde kokunun önemi çok büyüktür. Fenomen denilen bu kokular hayvanlarda özel koku bezlerince salgılanır. Dişi tarafından salınan koku erkek için dişinin çiftleşmeye hazır olduğunu gösteren bir belirtidir.
İnsanın cinsel davranışlarının kokulardan etkilenip etkilenmediği henüz tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Ancak insanda da koltukaltlarında ve cinsel organ çevresinde özel bezlerin bulunduğu kesindir. Bu bezler ergenlikten başlayarak koku üretirler. Bu kokunun insanlar için önemini saptamak amacıyla deneyler yapılmaktadır. Ancak bu kokuların erkekler ve kadınlar üzerinde parfümlerden daha fazla cinsel arzu uyandırıcı etki yaptığı tam olarak kanıtlanamamıştır.
CiNSeL YaŞaMıN DüŞMaNLaRı
İş stresi, kullandığınız bir ilaç ya da aşırı spor, cinsel hayatınızı sekteye uğratabilir. Araştırmalara göre; aktif bir cinsel yaşam kalp ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor, ağrıları azaltıyor, kimi kanser türlerinin oluşmasını önlüyor ve depresyon gibi psikolojik sorunlarda olumlu etki sağlıyor. Yine araştırmalara bakacak olursak düzenli bir cinsel yaşam, genç ve canlı görünmemizin de en büyük yardımcısı.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe ile Tıbbi Seksoloji Uzmanı Dr. Akif Poroy, cinsel yaşantımıza gölge düşürebilecek faktörleri çözümleriyle birlikte anlatıyor.
İş Stresi Başa Bela
İster büyük bir holding patronu olun, ister bir mağazada satış görevlisi, stres herkesi bir şekilde pençesi altına alıyor. Stres ve yorgunluğun faturası cinsel isteksizlik, orgazm güçlüğü veya ereksiyon güçlüğü gibi ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.
İş yaşantınıza ayırdığınız süre ne kadar fazla olursa olsun, cinselliği göz ardı etmemeniz gerekiyor. Akşamları eve iş taşımamakla başlayabilirsiniz mesela.
Kullanılan İlaçlar
Medikal tedavi, özellikle mide, tansiyon, diyabet ve depresyon ilaçları santral sinir sistemine etki ederek cinsel yaşamı sabote edebiliyor. Eğer ilaç tedavisinin ardından cinsel hayatınızda sorunlar başladıysa, bunu doktorunuzla mutlaka paylaşın.
Fiziksel Hastalıklar
Diyabet ve hipertansiyon gibi sağlığı bozan her türlü rahatsızlık dolaylı ya da doğrudan cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Bu hastalığın etkisi altında kalan erkeklerde de sertleşme sorunu, yani ereksiyon bozukluğu ortaya çıkıyor. Ereksiyonun kadınlardaki karşılığı dış genital bölgedeki salgı bezlerinin faaliyetiyle gelişen kayganlaşma. Kronik hastalıklar kadındaki bu mekanizmayı bozarak cinsel ilişkide sorun yaşamasına neden olabiliyor.
Aşırı Egzersiz
Uzmanlar, formunu korumayı başaran kişilerin vücutlarıyla barışık olduğunu, utangaçlıklarını veya korkularını bir kenara bırakarak cinsel yaşamda daha aktif bir rol üstlendiklerini belirtiyor. Ancak aşırı uygulanan egzersiz, kandaki hormon seviyelerini olumsuz yönde etkileyerek cinselliğe darbe indirebiliyor. Uzmanlar egzersizin mutlaka bir doktor kontrolünde yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Alkol Tüketimi
Alkol kararınca alındığında afrodizyak özellik taşıyor. Zaten uzmanlar da cinsel güdüleri artırmak için özellikle şarabı öneriyorlar. Ancak her şeyde olduğu gibi alkolün de fazlası geri tepiyor! Yüksek dozlarda alındığında ise cinsel güdüleri azaltıyor ve erkeklerde ereksiyon sorununa neden oluyor.
Bulaşıcı Hastalıklar
Genital herpes, bel soğukluğu, klamidya veya AIDS... Bu hastalıkların tedavi edilmediği takdirde kısırlıktan iç organ iltihabına, erken doğumdan anne karnındaki bebeğin ölümüne kadar pek çok ciddi sonucu var.
Üstelik bazıları sadece cinsel ilişkiyle değil, yakın beden teması, öpüşme ve oral ilişkiyle bile geçebiliyor. Kimi hastalıklar ağrı, akıntı, idrar yaparken yanma gibi belirtiler verirken, kimileri ise sinsi sinsi ilerliyor. Bu hastalıkların erken teşhis ve tedavisi için düzenli kontrollerinizi ihmal etmemeniz gerekiyor.
Bana bulaşmaz demeyin, cinsel ilişkiye girerken prezervatif kullanmayı mutlaka alışkanlık edinin. Unutmayın ki, prezervatif genital herpes ve AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyan tekdoğum kontrol yöntemi. Ayrıca sık partner değiştirmekten kaçının ve tanımadığınız kişilerle de ilişkiye girmeyin.
Kadınlar nasıl orgazm olur?
Orgazm, vajinada ve rahimde hissedilebilen istem dışı ve haz veren kasılmalarla aniden ortaya çıkar. Bazı kadınlarda ise orgazm kasılmalar olmadan gerçekleşebilir.
Orgazm esnasında nefes alıp verme, kalbin atış hızı ve kan basıncı artar, terleme ve ateş basma gibi durumlar gerçekleşir. Göz bebekleri büyür, göğüs uçları dikleşir, klitoris ıslanır ve sertleşir. Kadında büyük dudaklar, klitoris ve vajina aynı penisteki gibi büyür ve genişler.
Kadınlar bir ilişkide birden çok sayıda orgazm olabilirler…
Kadınlar orgazm konusunda bir açıdan erkeklerden daha şanslıdır. Çünkü kadınlar cinsel ilişki sırasında veya mastürbasyon ya da cinsel fantezileri ile çok kısa zaman aralıklarıyla üst üste birden fazla orgazmı yaşayabilirler. Erkeklerde ise bu durum farklıdır. Erkeklerin orgazmı bir kere gerçekleştikten sonra penisin ereksiyonunu tekrar kazanması için belli bir süre dinlenme ihtiyaçları vardır.
Kadınlarda orgazmı tetikleyen faktörler
* Genital ve genital olmayan bölgelerin erotik uyarıları
– Klitoris (Baş, gövde ve bacak kısımlarından oluşur)
– Vajina (Halban fasiyası ve vajina ön duvar)
– İdrar çıkış deliği ve çevresi
– Meme ve meme uçları
– Kulak arkası, boyun, ense kısımları
– Hayal kurma ve zihinde canlandırma
– Hipnoz
* Uyku: Uyku sırasında bilinç dışı kısım daha aktive olarak orgazm gerçekleşebilir.
* Gebelik: Bazı kadınlar da gebelik sırasında rahim kan akışının artışına bağlı olarak gebelik dönemlerinde daha kolay orgazma ulaşabildiklerini ifade etmektedirler.




